Uzun yıllar siyasi bir mücadelenin içinde yer alan Feridun, işkenceler altında geçen hapishane günlerinin ardından normal bir hayata dönmekte zorlanır. Hiçbir sosyal hayatı yoktur. Sevdiğini sandığı kadınla yaşadığı kısa süreli bir ilişki sonrası, hayatına başka kadın sokmaz. Yalnızdır ve saplantıları vardır ki bunlar onu hayata bağlayan ayrıntılardır: kitapları, küçük objeleri, maskeleri ve kuklaları…
Aklına neredeyse hiç gelmeyen bir anneyi ve tamamen unutulmuş erkek kardeşi de aile denildiğinde iki yabancı kelime olarak anımsar.
Feridun'un sakin hayatı gelen bir telefonla sarsılır. Çok eski bir tanıdık -bir o kadar da yabancı— ansızın ortaya çıkar ve bir hesaplaşma için, Feridun'un karşısına dikiliverir: Timuçin… O eski bir tetikçidir. Geçmişte işlediği cinayetlerin vicdan azabını çekmekte ve teslim olmayı düşünmektedir. Feridun bir şekilde onun teslim olmasını engellemek ister, bu aslında kendi özgürlüğü için de gereklidir. Geçmiş ve ilişkiler Feridun'un tüm dünyası olan evinde, kilitlediği kapının ardında sorgulanmaya başlanır; gömüldüğü yerden ortaya çıkan hakikat, kötü bir koku yayar: bir beden yavaş yavaş çürür. Aslında hakikat ölmüştür.
(Tanıtım Bülteninden)