Said Nursi, ilimde adını altın harflerle yazdırmış ve daha on beş yaşlarında bölgenin bedii, garibi yani ilimde oldukça güzel bir değeri olmuştu. İnsanlar, onu hayranlıkla mütalaa ettikleri bir kitap gibi görüyorlardı. Henüz ergenlik çağına girmediği bir yaşta, o gün Osmanlıdaki eğitim kurumu olan medreselerde okunan bütün kitapları bitirmiş ve buna doksan cilt de ilave etmişti. Zekâda yüksek bir kavrayışa sahipti. Hafızada ise rakipsizdi. En ağır bir metni bir defa okuyarak ezberleyebiliyordu. Kısaca kopyala yapıştır yeteneği fazlaca lutfedilmişti.