Sadece birini kaybetmek istemediğim için, daha çok anlayışlı veya affedici olmaya çalıştıkça, karşındakinin haksız olduğunu bildiğim halde yine de haklı bulmaya çalıştıkça, sırf bir şeyler düzelir sanarak konuyu her defasında her ne kadar olumsuz olsa da yine de olumlu bir biçimde tek taraflı olarak kapamaya çalıştıkça… Artık hiç kimsenin beni kaybetmekten veya incitmekten korkmamaya başladığını anladım. Özgüvenim birden bire yok oluşunu iliklerime kadar yaşamaya başladım.
Kendime en büyük saygısızlığı defalarca kendi hakkıma girerek yaptım. Birinin yalanları, bir gün benim gerçeğime dönüşeceğini ruhum bile duymadı, adeta bir girdabın içerisindeydim. Birisi sanki benim hayatımı yaşıyor gibi idi ve ben izliyordum. Tutunduklarım sadece alışkanlıklarım olmasına rağmen, bir türlü son vermek kolay olmadı. Pes etmek? Öyle bir lüksüm yoktu, çünkü ben hala nefes alıyordum ve ben bir anneyim.
Zamanla etrafımdaki çember ufaldı, her ânımın kıymetini bilmeyi öğrendim ve bu hep güzel ve özel oldu. En önemlisi de ruhum özgürdü artık. Daha da güçlü bir karaktere sahip olmanın en ince detayıdır, kötü veya olumsuz yaşantılar. Her daim yüreğini sevgiyle beslemenin avantajı ise bağımlılık yapıyor olmasıdır, çünkü yüreğindeki sevgi güzellikleri aşık eder. En çok da kendine… Bırak bazı insanlar senden nefret etsin, böyle bir karaktere sahip olduğun için. Sen eksik değilsin! Birileri seni sen yapmayan şeyler için sevmeleri mühim değil.
Suyun akışı hiç bir zaman ters yöne olmaz aksine kendini suyun akışına bırak ve hayatını en güzel alıntılarla besle. Geçmiş geçmişte kalmıyordur belki de her daim ufak bir kıvılcım dahi olsa herşey yeniden alevleniverir, sen buna aldanma onlarla yaşamaya alış! Kaldık ki zaman dediğin şey… Sana bunlarla nasıl yaşaman gerektiğini öğretecek. Artık yaşa! Tam da burada… Şimdi… ve geleceğine odaklan.
Öncelik olan SENSİN!
Zehra Bozkurt