Bu tür yıkıcı düşünce kalıpları veba mikrobu gibi zihnimize bulaşır. Eğer şuuraltımız dalgın, duygulu veya hipnotik bir vaziyette açık ise bu tür telkinler engellenmeden şuuraltına girer. Şuuraltına yerleşen düşünme şekillerini şuur yoluyla ortadan kaldırmamız çok zor. Çocukluk deneyimleri, duygulu anlarda insanların telkinleri; televizyon, sinema, romanlar ve kendimizi kaptırdığımız sair kitaplar, gizlice şuuraltımızı programlıyor. Beynimizin kodlanmasına izin veriyoruz ve sonra da o kodlar, robotmuşuz gibi hayatımızı yönetmeye başlıyor