Bilim ve teknoloji, yaşadığımız yüzyılda dünya tarihini etkileyecek önemli gelişimlere ve değişimlere vesile oldu. Tüm ülkelerde, yaşam koşullarını köklü ve süratli bir şekilde etkileyen teknoloji, artan dünya nüfusunun pek çok sorununa çözüm getirdi. Dünyanın bugünkü medeniyet seviyesinde büyük payı olan bilim ve teknolojinin tarihî gelişimi de son derece hızlı oldu. Peki, bilim ve teknolojinin önderliğini üstlendiği uygarlık ve kültür alanındaki bu değişimin tarihsel başlangıcı hangi dönemlere denk gelmektedir? Otomatik kapılar, kuyulardan motorsuz su çeken aygıtlar, demir, kalay ve kurşun gibi metallerin hassas belirlenmiş yoğunlukları, zamanın göreceliği, otomatik kontrol sistemleri… Bunların hiçbiri, içinde bulunduğumuz yüzyılın keşifleri değildir! Bunlar, yüzlerce yıl öncesine ait buluşlardır. Yukarıda saydığımız keşiflerin tamamı, 9. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar uzanan dünya tarihinde, dönemin en ileri uygarlığı olan «Türk — İslam Uygarlığı"nın ürünüdür. Tüm yaşamlarını, dolayısıyla bilime dair tüm çalışmalarının temelini Kur'an ayetlerine dayandıran Müslümanlar, o dönemde bile bilime sahip çıkmışlardır. Akla ve bilgiye dayanan uygarlıkları, dünyanın bugün sahip olduğu pek çok değere de kaynaklık etmiştir.