Deniz fenerinin ki gibidir: Aydının da ışığı. Birisi gemileri, diğeri insanları aydınlatır. Onların sayesinde: Gemiler ve toplumlar yollarını bulabilirler."Batmaktan" kurtulup ayakta kalabilirler. Yeter ki: Işıkları söndürülmesin.
Hiçbir fener, hiçbir koşulda; bir geminin tonajını ve bandırasını sormaz. Gerçek bir aydın da öyle: Aydınlığının bilgisini sunarken; insanların hiçbirine, ne ırkını ve cinsiyetini ne de inanç tercihini sormaz. Aydın dediğin; aynı zamanda gerçekçidir. Gördüğü: Hiçbir kötü rüyayı da hayra yormaz!…Her ikisi de; ıssız ve sessiz geceler boyu çalışarak; aydınlatmaya çabalar karanlıkları. Aydınlar da fenerler gibidirler: Ortaktır yalnızlıkları!..Özetle:«Ben de;Küçük bir “burunda”Küçük bir deniz feneriyim,Hümanizmin ise; sadık bir neferiyim.Işığımı hep çakarım, Her durumda.Yaşam benim kutsalım:Yaşayan her canlı benim umurumda.Fenerler, kimseleri aramazlar;Arayanlar, mutlaka onları bulurlar:Çoğu kez de zor durumda.Ben her daim işime bakar,Sürekli ışığımı çakarım.Hiç yılmam; bunu hep yaparım!…FELSEFE ŞİİRLERİ tüm bu duyguları ifade etmek için, yeni bir şiir türü olarak yazıldı..