Uykusuz gecelerinin ve hatta gündüzlerinin, bırakıp tuvalete bile gidememelerinin, kısacık duşların ve “çocuk uyandı kapatmam gerek”le biten telefon görüşmelerinin, yeni çıkan filmlere gidememenin, bekar arkadaşlarının muhabbetlerine baktığın o boş gözlerin sebebi...
O küçük insan aslında, iki numara birden büyüyen ayaklarının ve hiç giyemeden veda ettiğin topuklu ayakkabılarının, onların yerine gelen babetlerin, güzelim çantalarının pabucunu dama atan devasa bebek çantalarının ve kocaman kalçalarının, memelerine yerleşen o garip ağrının, eskiden büyüklüğüne ve estetikliğine dikkat ettiğin göğüslerine bir memba muamelesini yapmanı sağlayan ve ne kadar dikkat edersen et kıyafetine bulaşan o sütlerin, yüzünde birdenbire çıkmaya başlayan ve sana kendini kadından çok Hüseyin Abi gibi hissettiren sakallarının, bıyıklarının ve bilumum kıl tüyün, şaftı kaymış vücudunun, 40-42-44 bedenin nedeni...
Omzundaki kusmuk lekesinin, halıya bulaşan kakanın, banyodaki ördeğin, günde birkaç defa hoplayan yüreğinin, o mamasını bitirdiğinde kendini zafer kazanmış bir kahraman gibi hissetmenin, tek elle üstesinden gelebildiğini fark ettiğin işlerin, bir oturup bir kalktığın ve ne yediğini tam olarak anlayamadığın yemeklerin, kucağında taşımaktan tutmaz hale gelen sağ kolunun, veda ettiğin parfümlerin ve onların yerine gelen bebek kolonyalarının, cebinden çıkan kusmuk bezinin sebebi yine o.
Bazen düşürdüğünü, bazen kaybettiğini gördüğün rüyalarının ve nefes nefese uyanmalarının, gidip beşiğin içine acaba nefes alıyor mu diye kimseye çaktırmadan bakmalarının ve diğer paranoyak davranışlarının, gecenin köründe üstüne bastığın ve canını fena halde acıtan oyuncak parçasının, kitaplıktaki çocuk gelişim kitaplarının, izlediğin çizgi filmlerin, bir anda gülen gözlerinin, ısınan içinin, burnundaki o güzel kokunun, yüreğine yerleşen o derin korkunun, ruhunu saran özlem, aşk, sevgi, merhamet, şefkat ve daha nice güzel duygunun yegâne müsebbibi yine o.
Senin bebeğin