Diderot, tanrısal, dinsel inancın yerine aklı geçiren adamdır, onun savaşımı buydu ve bütün kör inançları silip süpüren bu akıl, görünen dünyayı, doğayı, felsefenin, sanatın, sağ törenin temel ilkesi durumuna getirdi. Diderot’un yaygın çalışma alanını oluşturan ilkedir bu. Maddeci ve gerekirci bir filozoftu. tanrıya inanan kişinin filozof olmayacağını söyledi. 'Körler üstüne mektup'taki kör, kendini tanrıya inandırmaya çalışan misyonere «bunun için tanrıya parmağımla dokunmam gerekir» der. Diderot, bu yüzden hapse girdi. 'D'alembert'in düşü'nde, madde tanrının yerini almıştır artık. Madde devinim ve duyarlılıkla donatılmıştır. Bilim gerekirciliğin kanıtıdır. Bütün varlıklar özçe birdir ve bir geçiş, değişim, oluşum süreci içinde bulunurlar. Öyle ise sağ törenin temeli doğa olacaktır. Doğası gereği insan iyidir, hristiyan sagtoresinin sandığı gibi doğuştan günahkar değil ve iyilikler de, kötülükler de, düzenin, koşulların, eğitimin ürünüdür. İnsan, bu gerekircilik anlayışı içinde, özgür olamayacağı için, suçlu da bulunamaz. bu üslama sonucu olarak sanat, doğayı örnek almalıdır. roman, resim, oyun gerçekçi olmalıdır. Diderot, bunları söylemekle kalmamış, romanları ve oyunları ile örneklendirmiştir de ve çağının sanatçılarını bu açıdan değerlendirmiştir.
Diderot, büyük savaşımı ve eşsiz çabası ile insanlığın baştacıdır bugün de ve onu böylesine unutulmaz kılan işlerinin başında ise elbet 'ansiklopedi' gelir. 'Ansiklopedi', yunanca enkyklios paidela'dan yapılmıştır ve bütün bilimleri içine alan öğretim anlamına gelir. sözcüğü bulan rabelais'dir (1532). Diderot ile d'alembert'in ansiklopedisine temel olan yapıt, ıngılız chambers’ın cyelopaedia’sı idi; fakat diderot'nun etkisi ile ansiklopedi, bir çeviri yapıt olmaktan çıkıp, gizemciliğe karşı bilimin savaş alanı durumunu aldı. Bu yüzden de gerici çevrelerin karşı koymasını sonuçladı. diderot, yaşamı boyunca çalıştı 'ansiklopedi' için, birçok maddeyi kendisi yazdı. bu uğurda yepyeni araştırmalara girişti, teknik değişmekte olduğu için ortaya yeni araç-gereçler çıkmakta idi, bunları tanıdı, adlandırdı, tanıttı ve fransa'yı aydınlanma çağı'nın avrupa'da gözbebeği durumuna getirdi. Ancak unutmamalı ki, bir ansiklopedi ortaya çıkaran her ülkeyi aydınlanma çağı'nı algılamış sayamayız. çoğu ülkede bu tür yapıtlar, genişletilmiş sözlükler olmaktan ileri gidememiştir. diderot’nun ansiklopedisi, toplu bilgi vermekten çok, dinsel inançlara karşı bilimlerin öğretimini üstlenmişti, demek yansız değildi, metafizikle ve skolastikle çarpışıyordu..