Çoğu destanlar gibi Moby Dick de bir savaşı anlatır: Tanrısız diyebileceğimiz bir evrende, tüm kötü güçlere karşı, bir tek insanın, Kaptan Ahab'ın açtığı umutsuz bir savaşın, yenilgiyle biten bir savaşın destanı.
Yıllardır güney denizlerine dehşet salan Moby Dick adlı bir beyaz balina, yaşlı bir kaptanın, Kaptan Ahab'ın bacağını koparmıştır. Kaptan Ahab da, uçsuz bucaksız okyanuslarda bu deniz canavarını bulmak, onu avlamak, onu öldürmek istiyordur ille. Ama Ahab Kaptan'ın tutkusu, Moby Dick'ten kişisel bir öç almak, sakat kalmanın acısını çıkarmak hırsı değildir yalnız. Beyaz Balina onun gözünde azgın bir deniz canavarından başka bir şey olmuştur artık. Evrendeki tüm kötülüğün, doğadaki tüm kötülüğün, toplumdaki tüm kötülüğün, insanların içindeki tüm kötülüğün bir timsali haline gelen Moby Dick, Ahab Kaptan'ı için için öldürmektedir.
Mina Urgan, Moby Dick için, "çok değişik yanları olan, çok zengin bir kitap." diyor, «Hem gerçekçi bir serüven romanı, hem balinagiller üstüne bilimsel bir inceleme, hem balina avıyla ilgili teknik bir yapıt, hem güldürücü sahneleri olan bir tragedya, hem de bir şiir yer yer. Ama bütün bunlardan fazla, Moby Dick yüce bir deniz destanı bize kalırsa.