Avrupa’nın sınır bölgelerinden bir yerden gelen Kont Drakula, Viktorya Çağı İngiltere’sinde ortalığa dehşet saçar. Lanetli, denetlenemez olan bir güç, sarsılmaz görünen bir düzenin içine sızmıştır. Cinsiyet ayrımının, sınıflar ayrımı gibi mevcut toplumsal düzenin temel dayanaklarını oluşturduğu, kadının çekirdek ailedeki anne rolünün kutsallaştırıldığı bir kültürel coğrafyada ve dönemde, Bram Stoker, bir aristokratı vampirleştirerek yerleşik anlayış ve ahlak normlarını «dişleyip» durur. Mektuplar, günlükler, notlar biçiminde birinci tekil kişi anlatımlar zincirinden oluşan Drakula romanı, korku türünün en popüler klasiği sayılsa bile, bu türün çok ötesine geçen açılımlarıyla gerçek bir edebiyat klasiği oluyor. Drakula: Ölümsüzlüğün laneti.