Yıl 2008…
Siyasal özgürlük ve bireysel inisiyatifler dünyanın en ücra köşelerine bile işlemişti; Asya ile Latin Amerika’da yoksulluk geriliyordu; ekonomik büyüme dünya ölçeğinde tarihin en yüksek düzeyine ulaşmıştı; tasarruflar yüksekti ve teknolojik gelişmeler sayesinde hızla yönlendiriliyorlardı; rakamlar onyıllar boyunca sürecek, hatta daha da sürdürülebilir bir gelişmeyi işaret ediyordu.
Ve kendimizi ansızın çok sert ve acımasız bir küresel bunalımın eşiğinde bulduk. Belli kendini gösterip saklanan bazı belirtileri herkes gözden kaçırmıştı. Neden? Bunun sebebi sadece bazı ortadirek Amerikan ailelerinin ev kredilerini ödemekte zorlanmaya başlamasını kimsenin umursamaması mıydı? Avrupa’daki ya da Çin’deki yatırımcı için bu ‘ufak’ belirti çok mu önemliydi?
Yıl 2015…
Çok önemli bazı şeyleri yine gözden kaçırıyor ya da görmezden geliyor olabilir miyiz? Sıradan tasarruf sahibinden saklanan, onları borçlanmaya yönelten çok önemli ve kritik şeyler yaşanıyor olabilir mi? Yeni bir yıkım nasıl engellenebilir?
François Mitterrand’ın özel danışmanı ve G7 zirvelerindeki temsilcisi Jacques Attali, her şey yolunda giderken tüm ekonomilerin büyük bir bunalıma nasıl sürüklendiğini, günümüzün en karmaşık ekonomik gerçekliklerine en anlaşılabilir deyimlerle yaklaşarak ışık tutuyor.