Avusturya elçileriyle 1533 yılında yapılan barış görüşmeleri sırasında elçilere, devletin kudretinden bahsettikten sonra kendi mevkiinin yüksekliğini şöyle vurgulamıştı: “Her şey, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir, padişahımın iki mührü vardır ki, biri kendisinde diğeri bende bulunur, kendisi ile benim aramda bir fark olmasını istemez, devleti ben idare ederim; padişah bir şey ihsan etmek istediği zaman, bu kararı ben tasdik etmezsem o yapılmaz” demişti. Bu sözler aslında İbrahim Paşa’nın devlet içerisindeki nüfuzunun hangi noktaya ulaştığını gösteriyordu.