Benim ülkemde; düşünce hayatın düşmanı, kötülüğün simgesi olarak görülür. Düşünsel değerlere tutkuyla bağlı, soru soran-arayan-kovalayan zihne sadece düşmanlık edilir. Düşünen insanın korunağı yoktur…
Benim ülkemde; iktidar ve güç uğruna hiçbir şeyden çekinmeyen her zorba güç, yalnızca kendi isteğinin onaylanmasını, gururunun okşanmasını ister…
Benim ülkemde; kafasıyla değil, ağzıyla konuşan yorumcular-açıklayıcılar, gerçekleri başka kalıplara sokarak özgürlüğü çürütmenin gönüllü aracılığını yaparlar…
Benim ülkemde; bir gazeteci-yazar hapse atılarak yayınevine, gazetesine baskı yapılarak, sonsuza kadar sessizliğe-unutuşa mahkûm edilmeye çalışılır…
Ama benim ülkemde; gerçekler de inatçıdır.
Mutlaka yazılır.
Samizdat gibi…
-Soner Yalçın, Silivri Cezaevi-