Öyle oyunlar vardır ki, okunduğunda da insanda sahnedekine yakın bir etki yaratacak kadar yüce bir evrensel dile sahiptir. Vişne Bahçesi’ni okurken yaşadığımız çağın ve gerçeklerin, içinde bulunduğumuz, içinde büyümekte zorlandığımız, büyümekten anladığımız şeyin gittikçe törpülenmek ve yitmeye zorlanmak olduğunu algıladığımız kavramlarla ve evrensel gerçekler açısından ne denli örtüşen simgelerle oyunun donatıldığını bir kez daha alt metinler olarak elimde tuttuğumu gördüm. Birilerinin Vişne Bahçesi’ne dönüşen hayatlarından yola çıkıp, bir sürü şeyi gözden geçirme şansım oldu tekrar… Çehov oyunları Rusya’nın 1800’lü yıllarının sonuna denk gelen yıllarını işleyen, toplumsal çarpıklıkların ve eşitsizliklerin izlendiği bir dönemi kapsıyordu. Çehov oyunlarında, insanın varlık nedenini, aydın yozlaşmasını, emeğin ve çalışmanın erdemini anımsatacak çok önemli durumlar ve sözler çıkarır karşımıza. Yazar, kendi toplumunun herhangi bir dönemini ele alırken, evrensel kalemiyle, başka bir toplumun çok daha farklı bir dönemine denk düşecek kadar ileri görüşlü bir cümleyi de söyleyivermektedir.