Aşk 5 Vakittir

O ne der, bu ne der diye yaşarsan
her gün farklı bir insana kul olursun.
Allah ne der diye yaşarsan yalnız Allah’a…

Allah’ın dediğini yapmıyorsan ama patronun dediğini kusursuz yapıyorsan... Elini vicdanına koy, kime tapıyorsun? Zannediyorsun ki biraz yanıp çıkacaksın!

Yahu arkadaş namaz yoksa senin yaşayacağın bir din kalamaz.

Rabbin için günde bir saat bırakılır mı? Verilmez mi bir saat be! Rabbin için! Bir saat istiyor ya. Patron günlük on saate bin lira verip ciğerini satın alır. Sen de rahat rahat satarsın! Ama namaza gelince ay kılamam vay kılamam!

Rekât başı bin lira verseydi Allah? Peki, sen Allah’a mı tapıyorsun yoksa paraya mı? Senin Rezzak’ın patronun mu yoksa Allah’ın mı?

“İslamiyet’te imandan sonra en yüksek hakikat namazdır. Namaz kılmayan haindir! Hainin hükmü merduttur!” Yani kovulmuş, reddedilmiştir!

Millet namaz kılarken Kâbe’yi görüyor, sen ne görüyorsun belli değil! Bu yüzle nasıl secdeye gideceksin?” diyor ve o abime de ondan bıraktırıyor.

“Erteleyenler helak oldu.”

Bir adamın imanı olmazsa akıbeti sonsuz cehennem!

Resulullah (a.s.m.) dağa ayak basıyor! Dağ zelzeleye geliyor, “Ya Rasulallah! Benim üzerimde bir şey olursa Allah beni helak eder!”

Kalbin dağdan da mı, taştan da mı katı be adam!

Eriyeceğin vakit gelmedi mi?

“Mevt, vazife-i hayattan bir terhistir, bir paydostur, bir tebdil-i mekândır, bir tahvil-i vücuttur, hayat-ı bakiyeye (sonsuz hayata) bir davettir, bir mebdedir, bir hayat-ı bâkiyenin mukaddimesidir.”

Çünkü bir şey devam etmiyorsa, bir yerde bitiyorsa, hakikatte güzel değildir.